Benden Günah
Gitti….
On yedi yıl
kadar önce kaleme aldığım ve zaman zaman güncel bilgilere göre düzeltmeler
yaptığım “Kamu Yönetim Sistemi Sorunu ve Çözüm Önerisi” raporumu o zamandan bu
yana başta iktidar partilerinin ilgili kurum ve kişileriyle, muhalefet parti
liderleriyle, sivil toplum örgütleriyle, yazılı basındaki bazı köşe yazarlarıyla paylaştım. En son paylaştığım kurum; yeni anayasa yapım
sürecinde kurum ve kişilerden rapor beklediğini duyuran meclis başkanımız sayın
Cemil Çiçek ve partilerin anayasa komisyon
başkanları olmuştur. Ayrıca, AÜ siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Kürsüsü
ile de paylaştım bu raporu. Bir de Beşköylü hemşehrilerimin, özellikle de
gençlerimizin bir fikir edinmelerini sağlamak için beskoyluyuz.biz sitesine
gönderdiğim bu yazı hala yayındadır.
Başta sayın
Cemil Çiçek olmak üzere, bazı parti başkanlarından da bunun için teşekkür
mesajları aldım. O kadar..
Ülkemizin en
önemli sorunlarının başında yer aldığını
düşündüğüm bu yazı, sistemin genel
hatlarına işaret eden bir taslak metindir. Bu paylaşımları yaptığım kişi ve
kurumların böyle bir sorunun varlığını bildiklerini elbetteki biliyordum. Ancak
bunu vatandaşın da hissederek hayali olarak talep ettiğini, ve fakat ifade
etmekte zorlandığını his
ettirmeye çalıştım…
Hayal ettim ki; belki üçü deneyimli
ve hür düşünceli yansız hukukçudan, aynı şekilde ikisi ekonomistten, ikisi
sosyal bilimciden, ikisi de tarihçiden ibaret bir heyet oluşturulur da, bu
taslak metin, demokrasi standartları içerisinde bütün kurumları kapsayan bir
sistem iyileştirme esasına göre
geliştirilerek, ülkemiz, Devlet eliyle haksız kazancın hemen hemen tamamıyla sıfırlandığı bir
yönetim sistemine kavuşturulur. Geliştirilmiş böyle
bir etkin denetimli sistemde, ehliyet ve liyakata göre görevlendirilecek kamu
yöneticisinin hangi görüş ve camiadan olmasının önemi olmadan, hizmet vermesi
sağlanabilir ve yaklaşık yüzde yetmişi yoksulluk sınırı altında yaşayan
halkımızın haksız kazanç ve yolsuzluklarla daha da fakirleştirilmesinin önüne
geçilebileceği gibi, halkın refah standardının en az yüzde otuz yükseltilebilmesi
dahi mümkün olur.
Zaaf
içerisindeki bir yönetim sisteminde
yönetimdeki bir kısım etkin kişiler, olağanüstü özelliklere ve
haklılıklara sahip olduklarını his edebilerek, ekseriyeti yoksul olan
insanlarının durumunu da göz ardı etmek suretiyle, ellerindeki güç sayesinde
haksız kazanç ve yolsuzluğa bulaşabilirler. Öyle ya, “paranın dini imanı
yoktur”.
Genel bir
kanı olarak denir ki; emperyal güç yada güçler zayıf yönetim sistemlerine sahip
olan devlet yönetim akışının kirli çıkar ilişkilerini görsel ve işitsel olarak
kayıt altına alıp, arşivler ve sırası gelince bir takım vasıtaları da kullanmak
suretiyle, bunların bir kısmını kamuoyuna duyurarak, hedefleri için beklenen
katkıda sapma olmasını önleme yoluna gider.
Emperyal
güçlerin hedeflerine katkı vermemeye direnebilmek ve faydalı olduğu düşünülen
hizmet süresini daha uzun sürdürebilmek için kirliliğe ve rezalete bulaşmamak
gerekir. Kirliliğe ve rezalete bulaşmamak için, sistemi, etkin olan
yönetmenlerin haksız eylemlerini önleyecek yaptırımlarla donatmak gerekir. Bu
sistem donatımının sağlanabilmesi için de yönetilenlerin bilinçli olması,
sağlıklı düşünmesi, yolsuzluğu yol gibi
görmemesi ve zaman zaman yanlışta ısrar edenleri uyarması gerekir.
Yetmişbeş
milyon içinde sıradan bir kişi olarak bunları düşündüm ve paylaştım ve en
azından ebedi hayatta, mahşer
gününde bu kirliliklerle mücadele etme niyetimi ifade eden bir kanıt
elde ettim, ve bu kanıtı paylaştım. Aldıran olur yada olmaz. Benden Günah Gitti….
Faruk Kurt